İsrail’in Batı Şeria’ya yönelik zalim politikaları sürüyor.
Son olarak skandal açıklama İsrailli aşırı sağcı Ulusal Misyonlar Bakanı Orit Strock’tan geldi.
Konuya ilişkin bilgiler Yediot Ahronot gazetesinin haberinde yer aldı.
BATI ŞERİA’NIN ‘OLASI İLHAKINA’ İLİŞKİN KONUŞTU
Haber egöre, Ynet’e konuşan Strock, İsrail ordusunun Gazze’deki işgali ve işgal altındaki Batı Şeria’nın “olası ilhakına” ilişkin değerlendirmeler yaptı.
Strock, işgal altındaki Batı Şeria’nın “ilhak edilmesine” ilişkin başında bulunduğu Ulusal Misyonlar Bakanlığının hazırlıklar için tüm hızıyla çalıştığını bildirdi.
İşgal altındaki Batı Şeria’da yaşayan Filistinlilerin topraklarında kalabileceklerini söyleyen Strock, bölge sakinlerinin seçme ve seçilme hakkından yoksun bırakılmaları gerektiğini öne sürdü.
ABD’Lİ İSİMLERDEN DESTEK
ABD’nin 47. Başkanı seçilen Donald Trump’ın yeni dönemde beraber çalışacağını açıkladığı isimlerden cesaret aldığını vurgulayan Strock, söz konusu ABD’li isimlerin olası ilhaka destek verdiğini savundu.
Struck, “Dışişleri Bakanı (Marco Rubio), ABD’nin İsrail Büyükelçisi (Mike Huckabee) ve Savunma Bakanı (Pete Hegseth) gibi kişiler zaten seçildi.” sözlerini sarf etti.
İsrail’in Gazze’de sivil ayrımı yapmaksızın düzenlediği saldırılara dair ise Bakan Strock, “Gazze Şeridi’nden bir çıkış stratejisi olması gerektiğini düşünmüyorum.” dedi.
ATEŞKES VE ESİR TAKASI AÇIKLAMASI
Gazze’de belirledikleri hedefleri yerine getirmek için “Orada çok uzun süre kalmamız gerekiyor.” ifadesini kullanan Strock, ayrıca, yaklaşık 2 milyon Filistinli sivilin açlık çektiği Gazze Şeridi’nde ateşkese ve esir takası anlaşmasına karşı olduğunun altını çizdi.
İsrail’in aşırı sağcı Maliye Bakanı Bezalel Smotrich, liderliğini yaptığı aşırı sağcı Dini Siyonizm Partisi’nin 11 Kasım’daki grup toplantısında, İsrail’in, işgal altındaki Batı Şeria’yı ilhak etmesinin zamanının geldiğini ve 2025’in Batı Şeria’nın “ilhak yılı” olacağını iddia etmişti.
Smotrich, ABD’nin 47. Başkanı seçilen Donald Trump’ın İsrail’in işgali altındaki Batı Şeria’yı ilhak etmesi ve Filistin devletinin kurulmasını engellenmesi için bir “fırsat” olduğunu öne sürmüştü.